Ekonomi, hayatımızın her alanında önemli bir rol oynar. İş dünyasından günlük yaşama, yatırımlardan küresel pazarlara kadar geniş bir yelpazede etkisini hissettiren ekonomi, birçok kişi için anlaşılması güç ve karmaşık bir alan olarak görülebilir.
Ancak, ekonomi terimleri ve kavramları dünyada ortak bir dilin temelini oluşturur. İngilizce, ekonomi literatüründe yaygın olarak kullanılan ana dillerden biridir ve ekonomiyle ilgilenen herkes için bu alanda en sık kullanılan İngilizce terim ve sözlere hakim olmak büyük avantaj sağlar.
Bu yazıda, İngilizce ekonomiye dair en sık kullanılan 100 terim ve söz öbeğini Türkçe karşılıklarıyla ele alacağız.
Ekonomiye dair bilginizi artırmak, iş dünyasında iletişiminizi güçlendirmek veya uluslararası kaynakları daha rahat anlamak için bu terimler size yol gösterici olacaktır. İşte İngilizce ekonomi sözleri ve Türkçe karşılıklarıyla detaylı bir tablo:
İngilizce Ekonomi Sözü veya Terimi | Türkçe Karşılığı |
---|---|
Supply and Demand | Arz ve Talep |
Market Economy | Piyasa Ekonomisi |
Gross Domestic Product (GDP) | Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) |
Inflation | Enflasyon |
Recession | Resesyon, Ekonomik Durgunluk |
Interest Rate | Faiz Oranı |
Fiscal Policy | Maliye Politikası |
Monetary Policy | Para Politikası |
Balance of Trade | Ticaret Dengesi |
Exchange Rate | Döviz Kuru, Döviz Kuru Oranı |
Capital | Sermaye |
Investment | Yatırım |
Unemployment Rate | İşsizlik Oranı |
Economic Growth | Ekonomik Büyüme |
Supply Chain | Tedarik Zinciri |
Competitive Advantage | Rekabet Avantajı |
Tariff | Tarife, Gümrük Vergisi |
Subsidy | Sübvansiyon, Devlet Yardımı |
Foreign Direct Investment (FDI) | Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) |
Market Share | Pazar Payı |
Labor Force | İş Gücü |
Business Cycle | İş Döngüsü |
Trade Deficit | Ticaret Açığı |
Trade Surplus | Ticaret Fazlası |
Deflation | Deflasyon |
Stagflation | Durgunluk İçinde Enflasyon |
Hyperinflation | Hiper Enflasyon |
Gross Profit | Brüt Kar |
Net Profit | Net Kar |
Assets | Varlıklar |
Liabilities | Yükümlülükler, Borçlar |
Equity | Öz Sermaye |
Budget Deficit | Bütçe Açığı |
Budget Surplus | Bütçe Fazlası |
Taxation | Vergilendirme |
Debt | Borç |
Wealth Distribution | Servet Dağılımı |
Income Inequality | Gelir Eşitsizliği |
Financial Markets | Finansal Piyasalar |
Exchange | Borsa, Döviz İşlemleri |
Commodity | Emtia, Ticari Mal |
Economic Sanctions | Ekonomik Yaptırımlar |
Free Trade | Serbest Ticaret |
Trade Barriers | Ticaret Engelleri |
Globalization | Küreselleşme |
Deregulation | Düzenlemelerin Azaltılması |
Outsourcing | Dış Kaynak Kullanımı |
Emerging Markets | Gelişen Piyasalar |
Tariff Barriers | Gümrük Engelleri |
Human Capital | Beşeri Sermaye |
Supply Shock | Arz Şoku |
Demand Shock | Talep Şoku |
Price Elasticity | Fiyat Esnekliği |
Economic Indicator | Ekonomik Gösterge |
Purchasing Power | Satın Alma Gücü |
Consumer Price Index (CPI) | Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) |
Producer Price Index (PPI) | Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) |
Current Account | Cari Hesap |
Financial Statement | Mali Tablolar |
Central Bank | Merkez Bankası |
Yield | Getiri |
Bond | Tahvil |
Stock | Hisse Senedi |
Dividend | Temettü |
Equity Market | Hisse Senedi Piyasası |
Portfolio | Portföy |
Speculation | Spekülasyon |
Capital Gain | Sermaye Kazancı |
Foreign Exchange (Forex) | Döviz Piyasası (Forex) |
Liquidity | Likidite |
Venture Capital | Girişim Sermayesi |
Hedge | Korunma (Finansal) |
Mutual Fund | Yatırım Fonu |
Fixed Cost | Sabit Maliyet |
Variable Cost | Değişken Maliyet |
Marginal Cost | Marjinal Maliyet |
Marginal Benefit | Marjinal Fayda |
Opportunity Cost | Fırsat Maliyeti |
Economies of Scale | Ölçek Ekonomileri |
Law of Diminishing Returns | Azalan Verimler Yasası |
Profit Margin | Kar Marjı |
Cost-Benefit Analysis | Maliyet-Fayda Analizi |
Gross National Product (GNP) | Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) |
Net Exports | Net İhracat |
Consumer Confidence Index | Tüketici Güven Endeksi |
Economic Reforms | Ekonomik Reformlar |
Circular Flow of Income | Gelirin Dolaşımı |
Aggregate Demand | Toplam Talep |
Aggregate Supply | Toplam Arz |
Fiscal Stimulus | Mali Teşvik |
Real Income | Reel Gelir |
Capital Goods | Sermaye Malları |
Consumer Goods | Tüketim Malları |
Inventory | Stok |
Gross Margin | Brüt Kar Marjı |
Crowding Out Effect | Dışlama Etkisi |
Laissez-Faire | Laissez-Faire (Bırakınız Yapsınlar) |
Rent-Seeking | Rant Kollama |
Quantitative Easing | Niceliksel Genişleme |
Trade Liberalization | Ticaretin Serbestleştirilmesi |
Yukarıdaki İngilizce ekonomi terimlerini kullanarak oluşturduğumuz beş örnek metin ve Türkçe tercümeleri:
1. Economic Growth and GDP
English:
Economic growth is primarily measured by the increase in Gross Domestic Product (GDP) over time. When a country experiences sustained economic growth, it often leads to improved living standards, higher employment rates, and increased consumer confidence. However, if GDP grows too rapidly, it can lead to inflation, where the purchasing power of money decreases, and goods become more expensive.
Türkçe:
Ekonomik büyüme, genellikle Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) artışı ile ölçülür. Bir ülke sürekli bir ekonomik büyüme yaşadığında, bu durum genellikle yaşam standartlarının iyileşmesine, daha yüksek istihdam oranlarına ve tüketici güveninin artmasına yol açar. Ancak, GSYH çok hızlı büyürse, paranın satın alma gücünün azaldığı ve malların daha pahalı hale geldiği enflasyona yol açabilir.
2. The Role of Central Banks in Controlling Inflation
English:
Central banks play a crucial role in managing inflation through monetary policy. By adjusting interest rates, central banks can influence consumer spending and investment. When inflation is high, central banks may increase interest rates to reduce borrowing, thus decreasing the money supply in the economy. This action can help stabilize prices and control inflation.
Türkçe:
Merkez bankaları, para politikası yoluyla enflasyonu yönetmede kritik bir rol oynar. Faiz oranlarını ayarlayarak, merkez bankaları tüketici harcamalarını ve yatırımları etkileyebilir. Enflasyon yüksek olduğunda, merkez bankaları borçlanmayı azaltmak için faiz oranlarını artırabilir ve böylece ekonomideki para arzını düşürebilir. Bu hareket, fiyatları istikrara kavuşturmak ve enflasyonu kontrol altına almak için yardımcı olabilir.
3. Understanding Supply and Demand in Market Economies
English:
In a market economy, supply and demand are fundamental concepts that determine prices. When demand for a product exceeds supply, the price usually increases, leading to higher profit margins for businesses. Conversely, if supply exceeds demand, prices may decrease, causing businesses to lower profit margins or innovate to attract more consumers.
Türkçe:
Piyasa ekonomisinde, arz ve talep fiyatları belirleyen temel kavramlardır. Bir ürünün talebi arzı aştığında, fiyat genellikle artar ve bu durum işletmeler için daha yüksek kar marjlarına yol açar. Tersine, arz talebi aşarsa, fiyatlar düşebilir ve bu durum işletmelerin kar marjlarını düşürmesine veya daha fazla tüketici çekmek için yenilik yapmasına neden olabilir.
4. The Impact of Fiscal Policy on Economic Stability
English:
Fiscal policy, which includes government spending and taxation, can greatly influence economic stability. During a recession, governments may increase public spending or reduce taxes to stimulate economic growth. Conversely, to control inflation, they may reduce spending or increase taxes, thereby controlling the aggregate demand in the economy.
Türkçe:
Maliye politikası, hükümet harcamaları ve vergilendirmeyi içeren bir politika olup, ekonomik istikrar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir. Resesyon sırasında, hükümetler ekonomik büyümeyi teşvik etmek için kamu harcamalarını artırabilir veya vergileri düşürebilir. Tersine, enflasyonu kontrol etmek için harcamaları azaltabilir veya vergileri artırabilirler; böylece ekonomideki toplam talebi kontrol altında tutabilirler.
5. Benefits of Trade Liberalization in Emerging Markets
English:
Trade liberalization allows emerging markets to participate more actively in the global economy. By reducing trade barriers, such as tariffs and quotas, these markets can export goods more freely, boosting economic growth and creating employment opportunities. However, it is important to balance trade liberalization with domestic policies that protect local industries and ensure fair competition.
Türkçe:
Ticaretin serbestleştirilmesi, gelişmekte olan piyasaların küresel ekonomiye daha aktif bir şekilde katılmasına olanak tanır. Gümrük tarifeleri ve kotalar gibi ticaret engellerini azaltarak, bu piyasalar mallarını daha özgürce ihraç edebilir, ekonomik büyümeyi artırabilir ve istihdam olanakları yaratabilir. Ancak, ticaretin serbestleştirilmesi ile yerel sanayileri koruyan ve adil rekabeti sağlayan iç politikalar arasında bir denge kurmak önemlidir.
Alfabetik Sıraya Göre Ekonomi alanında sıkça kullanılan 100 İngilizce terim ve Türkçe karşılıkları:
İngilizce Ekonomi Terimi | Türkçe Karşılığı |
---|---|
Absolute Advantage | Mutlak Üstünlük |
Appreciation | Değer Kazanımı |
Asset Management | Varlık Yönetimi |
Balance of Payments | Ödemeler Dengesi |
Bank Run | Banka Hücumu |
Bear Market | Düşüş Piyasası |
Bull Market | Yükseliş Piyasası |
Break-even Point | Başabaş Noktası |
Cash Flow | Nakit Akışı |
Consumer Confidence | Tüketici Güveni |
Credit Rating | Kredi Notu |
Crowdfunding | Kitlesel Fonlama |
Depreciation | Amortisman |
Disinflation | Enflasyon Hızının Düşmesi |
Diversification | Çeşitlendirme |
Economic Bubble | Ekonomik Balon |
Economic Forecasting | Ekonomik Tahmin |
Elasticity of Demand | Talep Esnekliği |
Equity Financing | Öz Sermaye Finansmanı |
Exchange Rate Risk | Döviz Kuru Riski |
Externalities | Dışsallıklar |
Fixed Exchange Rate | Sabit Döviz Kuru |
Floating Exchange Rate | Dalgalı Döviz Kuru |
Fractional Reserve Banking | Kısmi Rezerv Bankacılığı |
Free Rider Problem | Bedavacılık Problemi |
Futures Market | Vadeli İşlem Piyasası |
Gearing Ratio | Kaldıraç Oranı |
Green Economy | Yeşil Ekonomi |
Gross Margin | Brüt Kar Marjı |
Hedging | Riskten Korunma |
Income Statement | Gelir Tablosu |
Inflation Rate | Enflasyon Oranı |
Intangible Assets | Maddi Olmayan Varlıklar |
Inventory Turnover | Stok Devir Hızı |
Job Creation | İş Yaratma |
Knowledge Economy | Bilgi Ekonomisi |
Labor Market | İşgücü Piyasası |
Lead Time | Teslim Süresi |
Leverage | Kaldıraç |
Line of Credit | Kredi Hattı |
Liquidity Risk | Likidite Riski |
Marginal Revenue | Marjinal Gelir |
Market Capitalization | Piyasa Değeri |
Microeconomics | Mikroekonomi |
Multinational Corporation (MNC) | Çok Uluslu Şirket |
Negative Equity | Negatif Özsermaye |
Nominal Value | Nominal Değer |
Oligopoly | Oligopol |
Open Economy | Açık Ekonomi |
Overhead Costs | Sabit Giderler |
Pareto Efficiency | Pareto Verimliliği |
Payback Period | Geri Ödeme Süresi |
Perfect Competition | Tam Rekabet |
Portfolio Management | Portföy Yönetimi |
Price Control | Fiyat Kontrolü |
Private Equity | Özel Sermaye |
Productivity | Verimlilik |
Progressive Tax | Artan Oranlı Vergi |
Protectionism | Korumacılık |
Purchasing Power Parity (PPP) | Satın Alma Gücü Paritesi (SGP) |
Quantitative Tightening | Niceliksel Sıkılaştırma |
Rational Expectations | Rasyonel Beklentiler |
Real Estate Investment Trust | Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı |
Real Interest Rate | Reel Faiz Oranı |
Recovery | Ekonomik Toparlanma |
Relative Advantage | Göreceli Üstünlük |
Regulatory Risk | Düzenleyici Risk |
Rent Control | Kira Kontrolü |
Reserve Requirement | Rezerv Zorunluluğu |
Risk Management | Risk Yönetimi |
Scarcity | Kıtlık |
Securities | Menkul Kıymetler |
Service Economy | Hizmet Ekonomisi |
Short Selling | Açığa Satış |
Sinking Fund | Yatırım Fonu |
Social Capital | Sosyal Sermaye |
Solvency | Ödeme Gücü |
Stagnation | Durgunluk |
Stock Options | Hisse Seçenekleri |
Structural Unemployment | Yapısal İşsizlik |
Subsidized Loan | Sübvansiyonlu Kredi |
Subprime Mortgage | Yüksek Riskli Mortgage |
Supply Chain Management | Tedarik Zinciri Yönetimi |
Sustainable Development | Sürdürülebilir Kalkınma |
Systemic Risk | Sistematik Risk |
Tax Bracket | Vergi Dilimi |
Tax Evasion | Vergi Kaçakçılığı |
Taxable Income | Vergilendirilebilir Gelir |
Technology Transfer | Teknoloji Transferi |
Time Value of Money | Paranın Zaman Değeri |
Trade Embargo | Ticaret Ambargosu |
Transfer Payment | Transfer Ödemesi |
Treasury Bills | Hazine Bonoları |
Trust Fund | Varlık Fonu |
Underemployment | Eksik İstihdam |
Unilateral Trade | Tek Taraflı Ticaret |
Venture Capitalist | Girişim Sermayesi Yatırımcısı |
Wage Inflation | Ücret Enflasyonu |
Wealth Tax | Servet Vergisi |
Welfare Economics | Refah Ekonomisi |
Working Capital | Çalışma Sermayesi |
Yield Curve | Getiri Eğrisi |
Bu liste, ekonomi dünyasında sıkça kullanılan terimleri öğrenmek isteyenler için geniş bir kaynak sunar.
İşte yukarıda verilen İngilizce ekonomi terimlerini kullanarak hazırladığımız beş örnek İngilizce metin ve Türkçe çevirileri:
1. The Importance of Cash Flow in Business Operations
English:
Cash flow is a critical component of any business operation as it represents the inflow and outflow of cash within an organization. Managing cash flow effectively allows a company to meet its overhead costs, repay loans, and invest in new opportunities. A positive cash flow indicates that a business has sufficient liquidity, while a negative cash flow may signal financial difficulties. In times of economic stagnation, businesses often face cash flow challenges that can impact their solvency.
Türkçe:
Nakit akışı, bir organizasyonda nakdin giriş ve çıkışını temsil ettiği için her işletmenin faaliyetlerinde önemli bir unsurdur. Nakit akışının etkin bir şekilde yönetilmesi, bir şirketin sabit giderlerini karşılamasına, kredileri geri ödemesine ve yeni fırsatlara yatırım yapmasına olanak tanır. Pozitif nakit akışı, bir işletmenin yeterli likiditeye sahip olduğunu gösterirken, negatif nakit akışı finansal zorlukların habercisi olabilir. Ekonomik durgunluk dönemlerinde, işletmeler genellikle nakit akışı sorunlarıyla karşılaşır ve bu durum ödeme güçlerini etkileyebilir.
2. How Appreciation and Depreciation Affect International Trade
English:
Appreciation and depreciation of a country’s currency have significant effects on its international trade. When a currency appreciates, its purchasing power increases, making imports cheaper and exports more expensive for foreign buyers. Conversely, when a currency depreciates, exports become more affordable and attractive to other countries, while imports become costlier. Managing these fluctuations is crucial for countries to maintain a balanced trade surplus or avoid a large trade deficit.
Türkçe:
Bir ülkenin para biriminin değer kazanması veya kaybetmesi, uluslararası ticaret üzerinde önemli etkilere sahiptir. Para birimi değer kazandığında, satın alma gücü artar ve ithalat daha ucuz hale gelirken ihracat yabancı alıcılar için daha pahalı hale gelir. Tersine, para birimi değer kaybettiğinde, ihracat diğer ülkeler için daha uygun ve çekici hale gelirken ithalat daha maliyetli olur. Bu dalgalanmaların yönetimi, ülkelerin dengeli bir ticaret fazlası sağlamaları veya büyük bir ticaret açığından kaçınmaları için çok önemlidir.
3. The Role of Venture Capital in Startups
English:
Venture capital plays a crucial role in the growth and development of startups by providing essential funding in exchange for equity. Venture capitalists invest in companies that have high growth potential, often taking significant risks with the expectation of high returns. In return for their investment, venture capitalists receive a share in the company’s equity, which gives them a stake in its success. This funding source is especially valuable for technology-based startups that require substantial capital for product development and market expansion.
Türkçe:
Girişim sermayesi, öz sermaye karşılığında sağladığı önemli finansman ile start-up’ların büyüme ve gelişiminde kritik bir rol oynar. Girişim sermayedarları, yüksek büyüme potansiyeline sahip şirketlere yatırım yaparak, yüksek getiri beklentisiyle önemli riskler üstlenirler. Yatırımları karşılığında, şirketin öz sermayesinden pay alır ve şirketin başarısına ortak olurlar. Bu finansman kaynağı, özellikle ürün geliştirme ve pazar genişlemesi için önemli sermayeye ihtiyaç duyan teknoloji tabanlı start-up’lar için çok değerlidir.
4. Understanding the Concept of Opportunity Cost
English:
Opportunity cost is a fundamental concept in economics that represents the benefits an individual, investor, or business misses out on when choosing one option over another. For instance, if a company decides to invest in Project A instead of Project B, the opportunity cost is the potential returns from Project B that are sacrificed. By understanding opportunity costs, businesses can make more informed decisions, as they weigh the benefits and trade-offs associated with each alternative.
Türkçe:
Fırsat maliyeti, bir kişinin, yatırımcının veya işletmenin bir seçeneği diğerine tercih ettiğinde kaçırdığı faydaları temsil eden temel bir ekonomi kavramıdır. Örneğin, bir şirket Proje B yerine Proje A’ya yatırım yapmaya karar verirse, fırsat maliyeti Proje B’den elde edilebilecek potansiyel kazançlardır. Fırsat maliyetini anlamak, işletmelerin her alternatifin fayda ve maliyetlerini değerlendirerek daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı olur.
5. The Impact of Fiscal Stimulus on Economic Recovery
English:
Fiscal stimulus, which includes government spending and tax reductions, is often implemented to accelerate economic recovery during a recession. By injecting funds into the economy, the government can boost aggregate demand, which encourages businesses to expand and hire more employees. For example, reducing income taxes increases disposable income for consumers, leading to higher consumer spending. This, in turn, helps stabilize the economy and can prevent prolonged economic stagnation.
Türkçe:
Mali teşvik, hükümet harcamalarını ve vergi indirimlerini içeren bir politika olup, genellikle resesyon dönemlerinde ekonomik toparlanmayı hızlandırmak için uygulanır. Ekonomiye fon enjekte ederek, hükümet toplam talebi artırabilir, bu da işletmelerin genişlemesini ve daha fazla çalışan istihdam etmesini teşvik eder. Örneğin, gelir vergilerinin azaltılması tüketiciler için kullanılabilir geliri artırır ve bu da daha yüksek tüketici harcamalarına yol açar. Bu durum ekonominin istikrar kazanmasına yardımcı olur ve uzun süreli ekonomik durgunluğu önleyebilir.
Ekonomi, bireylerden şirketlere, hükümetlerden küresel piyasalara kadar herkesin günlük kararlarını etkileyen temel bir bilimdir.
Ekonomik kavramlar ve terimler, piyasaları anlamamıza, finansal stratejiler geliştirmemize ve bilinçli kararlar almamıza yardımcı olur. Ekonomi alanındaki temel İngilizce terimleri öğrenmek, küresel ekonomiyi anlamada önemli bir adımdır.
Ekonomiye dair daha derin bir bilgi birikimi, bireyleri ve şirketleri finansal olarak güçlendirerek gelecekteki fırsatlara daha açık hale getirir.
TranslateTR tarafından hazırlanan bu içerik, İngilizce öğrenenler ve özellikle ekonomi alanında İngilizce terimlere hakim olmak isteyenler için büyük bir fayda sağlar. Ekonominin karmaşık kavramları ve teknik terimleri, profesyonel hayatta önemli bir yer tutar ve doğru terimleri bilmek, iş dünyasında güçlü bir iletişim kurmayı kolaylaştırır. Bu içerik, ekonomi alanında İngilizce bilgi birikimini artırmak, ekonomik raporları ve analizleri anlamak isteyen kişiler için kapsamlı bir rehber sunar.
Ekonomide sık kullanılan İngilizce terimlerin Türkçe karşılıklarıyla sunulması, bu terimlerin daha kolay anlaşılmasını ve kavranmasını sağlar. Ayrıca, içerikte verilen örnek cümleler ve açıklamalar, kelimelerin ve ifadelerin gerçek bağlamda nasıl kullanıldığını gösterir. Böylece, İngilizce öğreniciler, yalnızca kelimelerin anlamlarını değil, aynı zamanda profesyonel bağlamda bu terimlerin kullanımını da öğrenmiş olur. Bu içerik, hem öğrenciler hem de kariyerinde İngilizce bilgiye ihtiyaç duyan profesyoneller için eşsiz bir öğrenme kaynağıdır.