Kelime: People
Kelimenin İngilizce Anlamı: A collective term referring to human beings considered as a group
Türkçe Anlamı: İnsanlar
Kelime Türü: İsim
Eş Anlamlılar: Humans, individuals, populace, persons
Karşıt Anlamlılar: (Doğrudan zıt anlamlısı bulunmamakla birlikte, bazı bağlamlarda “non-human” veya “animals” gibi kavramlarla karşılaştırılabilir)
Etimoloji (Kelimenin Kökeni ve Tarihçesi)
- Köken: “People” kelimesi, modern İngilizceye Eski Fransızca “pople” ve daha öncesinde Latince “populus” kelimesinden geçmiştir.
- İlk Kullanım: Latince “populus”, “halk, kitle” anlamında kullanılırken, Eski Fransızca döneminde kelimenin biçimi ve anlamı evrim geçirmiştir.
- Tarihsel Gelişim:
- Antik Dönem: Latince “populus” terimi, Roma İmparatorluğu’nda vatandaş topluluğunu, halkı ifade etmek için kullanılıyordu.
- Orta Çağ: Eski Fransızca’da “peuple” şeklinde izlenen kelime, toplum ve insan topluluğunu belirtmek için edebi metinlerde yer buldu.
- Modern Dönem: İngilizcede “people” kelimesi, hem bireyler topluluğu hem de ulusal/kolektif anlamda halkı ifade eden çok yönlü bir terim haline geldi.
- Dilbilimsel Yorumlar: Kelimenin evrimi, toplumun ve toplulukların dil içindeki temsiline dair önemli ipuçları sunar. Bu açıdan “people” kelimesi, sosyolojik, antropolojik ve edebi çalışmalarda sıklıkla analiz edilen bir terimdir.
Kullanım Sıklığı ve Trendler
- Yaygınlık: “People” kelimesi, modern İngilizcede en yaygın kullanılan isimlerden biridir. Günlük konuşmadan akademik yazılara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir.
- Trendler:
- Günlük Yaşam: İnsan topluluğunu tanımlamak için hemen her cümlede rastlanır.
- Medya ve İletişim: Haber başlıklarından sosyal medyaya kadar “people” ifadesi, toplumun genelini veya belirli grupları ifade etmekte kullanılır.
- Akademik ve Sosyolojik Çalışmalar: Toplum, demografi ve kültürel analizlerde “people” kelimesi, toplumsal yapıların incelenmesinde temel terimlerden biri olarak öne çıkar.
Deyimler ve Kalıp İfadeler
“People” kelimesi, pek çok deyim ve kalıp ifadenin içerisinde yer alır. İşte bazı popüler örnekler:
- People person: Sosyal, insanlarla iletişim kurmayı seven kişi
- People power: Halk gücü, kitlelerin organize olmasıyla ortaya çıkan etki
- Common people: Sıradan halk, elit olmayan kitle
- People are strange: İnsanlar tuhaftır (aynı isimli ünlü şarkıdan alıntı)
- The people have spoken: Halkın iradesi konuştu (genellikle seçim ya da referandum bağlamında)
Bu deyimler, kelimenin farklı sosyal, kültürel ve duygusal tonlarını yansıtarak dildeki zenginliğine işaret eder.
Telaffuz (Fonetik Yazım ve Sesli Telaffuz)
- IPA: /ˈpiːpəl/
- Sesli Telaffuz: Birçok çevrimiçi sözlük ve dil öğrenme platformunda “people” kelimesinin telaffuzunu dinleyebilirsiniz. Örneğin, Cambridge Dictionary veya Oxford Learner’s Dictionaries üzerinden dinlenebilmektedir.
10 Farklı Alan için Örnek Cümleler
-
Günlük Konuşma:
- İngilizce: People are gathering at the park for a community picnic.
- Türkçe: İnsanlar, mahalle pikniği için parkta toplanıyor.
-
Akademik Kullanım:
- İngilizce: The research examined the behavioral patterns of people in metropolitan areas.
- Türkçe: Araştırma, metropol alanlarındaki insanların davranış kalıplarını inceledi.
-
İş Dünyası:
- İngilizce: Effective people management is the cornerstone of a successful organization.
- Türkçe: Etkili insan yönetimi, başarılı bir organizasyonun temel taşıdır.
-
Teknoloji:
- İngilizce: The innovative platform connects people from different parts of the world in real time.
- Türkçe: Yenilikçi platform, dünyanın farklı yerlerinden insanları gerçek zamanlı olarak bir araya getiriyor.
-
Edebiyat:
- İngilizce: In his novel, the author portrayed the struggles of everyday people with remarkable depth.
- Türkçe: Romanında yazar, sıradan insanların mücadelelerini olağanüstü bir derinlikle betimledi.
-
Spor:
- İngilizce: The championship win united people across the nation in celebration.
- Türkçe: Şampiyonluk zaferi, ülke genelinde insanları sevinç içinde birleştirdi.
-
Sağlık:
- İngilizce: Recent studies suggest that people who engage in regular physical activity tend to live longer.
- Türkçe: Son çalışmalar, düzenli fiziksel aktivite yapan insanların daha uzun yaşadığını öne sürüyor.
-
Hukuk:
- İngilizce: The new law is designed to protect the rights of all people irrespective of their background.
- Türkçe: Yeni yasa, kökenleri ne olursa olsun tüm insanların haklarını korumayı amaçlıyor.
-
Bilim:
- İngilizce: People have always been fascinated by the mysteries of the universe, spurring countless scientific inquiries.
- Türkçe: İnsanlar, evrenin gizemlerine her zaman hayran kalmış ve sayısız bilimsel araştırmaya ilham vermiştir.
-
Sanat:
- İngilizce: Her artwork captures the diversity of people and reflects the vibrant tapestry of society.
- Türkçe: Onun sanatsal eserleri, insanların çeşitliliğini yakalayıp toplumun canlı dokusunu yansıtıyor.
6. Karşılaştırmalı Kullanımlar
“People” kelimesi, benzer anlam taşıyan “persons”, “individuals” ve “humans” gibi terimlerle kıyaslandığında bazı inceliklere sahiptir:
- People vs. Persons:
- People: Genellikle topluluk, kitle veya genel halk anlamında kullanılır.
- Persons: Daha resmi ve bireysel anlamda, özellikle hukuki veya idari metinlerde tercih edilir.
- People vs. Individuals:
- Individuals: Bireysellik vurgusunu taşır; kişinin benzersiz özelliklerine işaret eder.
- People: Toplu haldeki insanları ifade ederken, bireysel farklılıklardan ziyade genel özellikleri öne çıkarır.
- People vs. Humans:
- Humans: İnsan olmanın biyolojik ve evrimsel yönüne vurgu yapar.
- People: Sosyal, kültürel ve toplumsal bağlamda insanları nitelendirir.
Bu karşılaştırmalar, kelimenin hangi bağlamda kullanılacağının önemini ve nüanslarını ortaya koyar.
Çeviri Farklılıkları
- Amerikan ve Britanya İngilizcesi:
- Her iki lehçede de “people” kelimesi aynı anlama gelir; ancak bazı resmi yazışmalarda Britanya İngilizcesinde “persons” tercih edilebilir.
- Türkçe Çeviri:
- Genel kullanımda “people” kelimesi “insanlar” olarak çevrilir.
- Ancak, bir ulusu veya belirli bir halkı belirtmek için “halk” terimi de kullanılabilir (örneğin: “the people of Turkey” → “Türkiye halkı”).
Bu farklılıklar, kelimenin çevirideki esnekliğini ve bağlamına göre nasıl yorumlanması gerektiğini göstermektedir.
Kelimenin Alternatif Anlamları
“People” kelimesinin teknik veya özel alanlarda alternatif anlamları şunlardır:
- Toplumsal Gruplar:
- Sadece bireylerin toplamı değil, aynı zamanda belli bir etnik grup, ulus veya kültürel topluluğu ifade edebilir.
- Örneğin: “Native people” (yerli halk) ifadesi, belirli bir coğrafyaya özgü toplulukları belirtir.
- Halk Kavramı:
- Siyasal ve toplumsal tartışmalarda “people”, demokratik yönetim biçiminde vatandaşların ortak iradesini temsil eder.
- “The power of the people” gibi ifadeler, halkın kolektif gücüne vurgu yapar.
- Biyolojik ve Evrimsel Anlam:
- İnsan türü olarak “humans” ile eşanlamlı kullanılırken, evrimsel perspektifte insan olmanın genetik ve biyolojik özelliklerine işaret eder.
Bu alternatif anlamlar, “people” kelimesinin çok katmanlı kullanımını ve farklı disiplinlerdeki önemini ortaya koymaktadır.
Kolaydan Zora 150 İngilizce Cümle ve Türkçe Açıklamaları
Aşağıda, “people” kelimesini içeren, kolaydan zora doğru sıralanmış 150 İngilizce cümle ve her cümlenin Türkçe açıklaması yer almaktadır.
-
English: People exist.
Türkçe: İnsanlar var.
Açıklama: Temel varoluş ifadesi, insanların bulunduğunu belirtir.* -
English: People breathe.
Türkçe: İnsanlar nefes alır.
Açıklama: İnsanların yaşam için temel bir işlevi olan nefes almasını ifade eder.* -
English: People eat.
Türkçe: İnsanlar yer.
Açıklama: Temel bir yaşam faaliyeti olan yeme eylemini anlatır.* -
English: People sleep.
Türkçe: İnsanlar uyur.
Açıklama: Uyuma eylemi, insanların günlük rutinlerinden biridir.* -
English: People talk.
Türkçe: İnsanlar konuşur.
Açıklama: İletişimin en temel biçimlerinden biri olan konuşmayı belirtir.* -
English: People smile.
Türkçe: İnsanlar gülümser.
Açıklama: Sevincin veya memnuniyetin ifadesi olarak gülümsemeyi anlatır.* -
English: People walk.
Türkçe: İnsanlar yürür.
Açıklama: Yürümek, insanların en yaygın hareket biçimidir.* -
English: People run.
Türkçe: İnsanlar koşar.
Açıklama: Hızlı hareket etme eylemini ifade eder.* -
English: People work.
Türkçe: İnsanlar çalışır.
Açıklama: Çalışmak, insanların yaşamlarını sürdürmek için yaptıkları faaliyeti belirtir.* -
English: People learn.
Türkçe: İnsanlar öğrenir.
Açıklama: Eğitim ve bilgi edinme sürecine vurgu yapar.* -
English: People love.
Türkçe: İnsanlar sever.
Açıklama: Sevgi duygusunun evrenselliğini ifade eder.* -
English: People help each other.
Türkçe: İnsanlar birbirine yardım eder.
Açıklama: Toplumsal dayanışmayı anlatan basit bir cümledir.* -
English: People share their ideas.
Türkçe: İnsanlar fikirlerini paylaşır.
Açıklama: Bilgi ve düşüncelerin paylaşıldığı iletişim eylemi anlatılır.* -
English: People celebrate birthdays.
Türkçe: İnsanlar doğum günlerini kutlar.
Açıklama: Özel günlerin kutlanmasını ifade eder.* -
English: People enjoy music.
Türkçe: İnsanlar müzikten keyif alır.
Açıklama: Müzik dinlemenin zevk verici bir aktivite olduğunu belirtir.* -
English: People read books.
Türkçe: İnsanlar kitap okur.
Açıklama: Okuma eylemiyle bilgi edinmeyi anlatır.* -
English: People watch movies.
Türkçe: İnsanlar film izler.
Açıklama: Eğlence amacıyla film izleme eylemini ifade eder.* -
English: People speak many languages.
Türkçe: İnsanlar birçok dil konuşur.
Açıklama: Dil çeşitliliğini ve iletişim zenginliğini vurgular.* -
English: People travel to different countries.
Türkçe: İnsanlar farklı ülkelere seyahat eder.
Açıklama: Kültürel ve coğrafi çeşitliliğe işaret eder.* -
English: People express their feelings.
Türkçe: İnsanlar duygularını ifade eder.
Açıklama: Duygusal iletişimin temel biçimini anlatır.* -
English: People build communities.
Türkçe: İnsanlar topluluklar oluşturur.
Açıklama: Sosyal yapıların inşasını ve toplumsal birlikteliği vurgular.* -
English: People support one another during tough times.
Türkçe: Zor zamanlarda insanlar birbirini destekler.
Açıklama: Dayanışma ve yardımlaşma ruhunu ifade eder.* -
English: People form friendships and relationships.
Türkçe: İnsanlar dostluklar ve ilişkiler kurar.
Açıklama: Sosyal bağların ve samimi ilişkilerin oluşumunu anlatır.* -
English: People communicate through words and gestures.
Türkçe: İnsanlar kelimeler ve jestlerle iletişim kurar.
Açıklama: Sözlü ve sözsüz iletişim biçimlerine vurgu yapar.* -
English: People often cooperate to solve problems.
Türkçe: İnsanlar sorunları çözmek için sıklıkla iş birliği yapar.
Açıklama: Ortak çaba ve problem çözme yeteneğini ifade eder.* -
English: People observe cultural traditions.
Türkçe: İnsanlar kültürel geleneklere uyar.
Açıklama: Geleneklerin ve kültürel mirasın önemini belirtir.* -
English: People adapt to changing environments.
Türkçe: İnsanlar değişen çevrelere uyum sağlar.
Açıklama: Adaptasyon yeteneği ve çevresel uyum vurgulanır.* -
English: People often seek knowledge and self-improvement.
Türkçe: İnsanlar sıklıkla bilgi arayışında olur ve kendilerini geliştirir.
Açıklama: Kişisel gelişim ve öğrenmeye olan merakı ifade eder.* -
English: People participate in community events.
Türkçe: İnsanlar topluluk etkinliklerine katılır.
Açıklama: Sosyal etkinlikler ve toplumsal katılımı anlatır.* -
English: People show empathy towards others.
Türkçe: İnsanlar başkalarına empati gösterir.
Açıklama: Başkalarının duygularını anlama ve onlara destek olma yetisini vurgular.* -
English: People invest in their future through education.
Türkçe: İnsanlar eğitim yoluyla geleceklerine yatırım yapar.
Açıklama: Eğitimin uzun vadeli önemini ve yatırım değerini belirtir.* -
English: People make decisions based on experience and intuition.
Türkçe: İnsanlar, deneyim ve sezgiye dayanarak karar verir.
Açıklama: Karar verme süreçlerindeki içsel ve dışsal etmenleri açıklar.* -
English: People often engage in creative pursuits.
Türkçe: İnsanlar sıklıkla yaratıcı etkinliklerle meşgul olur.
Açıklama: Yaratıcılığın ve sanatsal faaliyetlerin yaygınlığını ifade eder.* -
English: People respect diverse opinions and beliefs.
Türkçe: İnsanlar farklı görüşlere ve inançlara saygı duyar.
Açıklama: Çeşitliliğe ve hoşgörüye vurgu yapar.* -
English: People use technology to enhance communication.
Türkçe: İnsanlar, iletişimi geliştirmek için teknolojiyi kullanır.
Açıklama: Modern teknolojinin iletişim üzerindeki olumlu etkisini belirtir.* -
English: People enjoy exploring new cultures.
Türkçe: İnsanlar yeni kültürleri keşfetmekten keyif alır.
Açıklama: Kültürel keşif ve seyahat tutkusunu anlatır.* -
English: People care for their environment.
Türkçe: İnsanlar çevrelerine özen gösterir.
Açıklama: Doğa ve çevre bilincine dikkat çeker.* -
English: People contribute to societal progress.
Türkçe: İnsanlar toplumsal ilerlemeye katkıda bulunur.
Açıklama: Bireysel katkıların toplumdaki yansımalarını ifade eder.* -
English: People appreciate art in various forms.
Türkçe: İnsanlar sanatın çeşitli biçimlerine değer verir.
Açıklama: Sanatın çok yönlü algılanışını ve takdir edilmesini anlatır.* -
English: People preserve historical landmarks for future generations.
Türkçe: İnsanlar gelecek nesiller için tarihi simgeleri korur.
Açıklama: Kültürel mirasın ve tarihsel değerlerin korunmasını vurgular.* -
English: People often learn from their mistakes and grow wiser.
Türkçe: İnsanlar, hatalarından öğrenip daha bilge hale gelir.
Açıklama: Hata yapmanın, kişisel gelişimin bir parçası olduğunu belirtir.* -
English: People adapt their behavior according to social norms.
Türkçe: İnsanlar, sosyal normlara göre davranışlarını uyumlar.
Açıklama: Toplumsal kurallara uyum sağlamanın önemini ifade eder.* -
English: People travel vast distances in search of better opportunities.
Türkçe: İnsanlar, daha iyi fırsatlar arayışıyla uzun mesafeler kat eder.
Açıklama: Göç ve fırsat arayışının evrensel yönünü vurgular.* -
English: People engage in sports to maintain a healthy lifestyle.
Türkçe: İnsanlar, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek için spor yapar.
Açıklama: Sporun sağlık üzerindeki olumlu etkisini anlatır.* -
English: People are fascinated by the wonders of modern science.
Türkçe: İnsanlar, modern bilimin harikalarına hayran kalır.
Açıklama: Bilimsel keşiflere duyulan merakı ifade eder.* -
English: People build intricate networks through social media platforms.
Türkçe: İnsanlar, sosyal medya platformları aracılığıyla karmaşık ağlar oluşturur.
Açıklama: Dijital iletişim ve bağlantıların önemini vurgular.* -
English: People innovate to overcome challenges in daily life.
Türkçe: İnsanlar, günlük yaşam zorluklarının üstesinden gelmek için yenilik yapar.
Açıklama: Yaratıcılık ve problem çözme yeteneklerine dikkat çeker.* -
English: People demonstrate resilience in the face of adversity.
Türkçe: İnsanlar, zorluklar karşısında direnç gösterir.
Açıklama: Zorluklara karşı mücadele gücünü anlatır.* -
English: People celebrate cultural festivals with enthusiasm.
Türkçe: İnsanlar, kültürel festivalleri coşkuyla kutlar.
Açıklama: Geleneksel etkinliklerin toplumdaki önemini ifade eder.* -
English: People form governments to organize their societies.
Türkçe: İnsanlar, toplumlarını düzenlemek için hükümetler oluşturur.
Açıklama: Sosyal organizasyon ve yönetim yapılarına vurgu yapar.* -
English: People explore outer space to expand human knowledge.
Türkçe: İnsanlar, insan bilgisini genişletmek için uzayı keşfeder.
Açıklama: Uzay araştırmalarının insanlık için önemini belirtir.* -
English: People engage in debates to discuss diverse ideas.
Türkçe: İnsanlar, çeşitli fikirleri tartışmak için münazaralara girer.
Açıklama: Fikir alışverişi ve entelektüel tartışmaların önemini vurgular.* -
English: People create art to express their innermost emotions.
Türkçe: İnsanlar, iç dünyalarını ifade etmek için sanat yaratır.
Açıklama: Sanatın duygusal ifade aracı olarak kullanılmasını anlatır.* -
English: People write literature that reflects the human condition.
Türkçe: İnsanlar, insanlık durumunu yansıtan edebiyat eserleri yazar.
Açıklama: Edebiyatın, yaşamın derinliklerini ifade etmedeki rolünü belirtir.* -
English: People perform rituals to honor their traditions.
Türkçe: İnsanlar, geleneklerine saygı göstermek için ritüeller gerçekleştirir.
Açıklama: Kültürel ve dini ritüellerin önemini vurgular.* -
English: People share stories that preserve their collective history.
Türkçe: İnsanlar, ortak tarihlerini koruyan hikayeler paylaşır.
Açıklama: Sözlü geleneklerin ve tarih anlatımının önemini ifade eder.* -
English: People establish laws to ensure social order.
Türkçe: İnsanlar, toplumsal düzeni sağlamak için yasalar koyar.
Açıklama: Hukuk sisteminin toplumdaki işlevine vurgu yapar.* -
English: People debate moral issues that affect society as a whole.
Türkçe: İnsanlar, toplumu etkileyen ahlaki konuları tartışır.
Açıklama: Etik tartışmaların ve toplumsal bilinçlenmenin önemini anlatır.* -
English: People collaborate internationally to address global challenges.
Türkçe: İnsanlar, küresel sorunları çözmek için uluslararası iş birliği yapar.
Açıklama: Küresel iş birliklerinin ve uluslararası dayanışmanın önemini vurgular.* -
English: People develop technologies that transform modern lifestyles.
Türkçe: İnsanlar, modern yaşam tarzlarını dönüştüren teknolojiler geliştirir.
Açıklama: Teknolojik yeniliklerin toplumsal etkisini ifade eder.* -
English: People demonstrate creativity in designing sustainable solutions.
Türkçe: İnsanlar, sürdürülebilir çözümler tasarlamada yaratıcılıklarını ortaya koyar.
Açıklama: Çevre dostu ve yenilikçi yaklaşımların önemini anlatır.* -
English: People are driven by curiosity to explore unknown realms.
Türkçe: İnsanlar, bilinmeyen alemleri keşfetme merakıyla hareket eder.
Açıklama: Merak ve keşfetme dürtüsünün evrenselliğini vurgular.* -
English: People overcome obstacles through persistence and innovation.
Türkçe: İnsanlar, ısrar ve yenilikle engelleri aşar.
Açıklama: Direnç ve yaratıcılık sayesinde zorlukların üstesinden gelinmesini ifade eder.* -
English: People balance tradition with modernity in rapidly changing societies.
Türkçe: İnsanlar, hızla değişen toplumlarda geleneği modernlikle dengeler.
Açıklama: Geleneksel değerlerle modern yaşamın uyumunu anlatır.* -
English: People invest time and effort into building meaningful relationships.
Türkçe: İnsanlar, anlamlı ilişkiler kurmak için zaman ve emek harcar.
Açıklama: Sosyal bağların güçlendirilmesinin önemini vurgular.* -
English: People communicate their ideas through various artistic mediums.
Türkçe: İnsanlar, fikirlerini çeşitli sanatsal ortamlar aracılığıyla iletir.
Açıklama: İletişimin sanatsal yollarla zenginleştirilmesini ifade eder.* -
English: People reflect on their past to shape a better future.
Türkçe: İnsanlar, daha iyi bir gelecek inşa etmek için geçmişleri üzerinde düşünür.
Açıklama: Geçmiş tecrübelerden ders çıkarma ve geleceğe yön verme vurgusu yapar.* -
English: People cherish moments of joy and togetherness.
Türkçe: İnsanlar, sevinç ve beraberlik anlarını değerli kılar.
Açıklama: Mutluluk ve toplu anların önemini ifade eder.* -
English: People exhibit a wide range of emotions in different circumstances.
Türkçe: İnsanlar, farklı durumlarda geniş bir duygu yelpazesi sergiler.
Açıklama: Duygusal çeşitlilik ve insan psikolojisine vurgu yapar.* -
English: People explore the depths of their creativity in artistic endeavors.
Türkçe: İnsanlar, sanatsal uğraşlarda yaratıcılıklarının derinliklerine iner.
Açıklama: Sanat ve yaratıcılık süreçlerini detaylandırır.* -
English: People discuss philosophical ideas to understand life’s meaning.
Türkçe: İnsanlar, yaşamın anlamını kavramak için felsefi fikirler tartışır.
Açıklama: Felsefi tartışmaların ve varoluşsal sorgulamaların önemini vurgular.* -
English: People use literature to challenge conventional wisdom.
Türkçe: İnsanlar, geleneksel bilgeliğe meydan okumak için edebiyatı kullanır.
Açıklama: Edebiyatın sorgulayıcı ve eleştirel yönüne işaret eder.* -
English: People analyze historical events to avoid repeating past mistakes.
Türkçe: İnsanlar, geçmiş hataları tekrarlamamak için tarihi olayları analiz eder.
Açıklama: Tarih bilgisinin gelecek stratejilerine etkisini ifade eder.* -
English: People value honesty and integrity in personal and professional relationships.
Türkçe: İnsanlar, kişisel ve profesyonel ilişkilerde dürüstlük ve bütünlüğe değer verir.
Açıklama: Etik değerlerin, ilişkilerdeki önemini vurgular.* -
English: People formulate complex theories to explain natural phenomena.
Türkçe: İnsanlar, doğal olayları açıklamak için karmaşık teoriler ortaya koyar.
Açıklama: Bilimsel düşünce ve kuram oluşturma süreçlerini ifade eder.* -
English: People contribute to literature by writing thought-provoking essays.
Türkçe: İnsanlar, düşündürücü denemeler yazarak edebiyata katkıda bulunur.
Açıklama: Yazılı ifade ve entelektüel katkıları belirtir.* -
English: People organize protests to advocate for social justice.
Türkçe: İnsanlar, toplumsal adalet için savunuculuk amacıyla protestolar düzenler.
Açıklama: Toplumsal değişim ve adalet arayışını ifade eder.* -
English: People develop strategies to navigate economic uncertainties.
Türkçe: İnsanlar, ekonomik belirsizliklerle başa çıkmak için stratejiler geliştirir.
Açıklama: Ekonomik stratejilerin ve planlamanın önemini vurgular.* -
English: People reflect on art to interpret diverse cultural narratives.
Türkçe: İnsanlar, çeşitli kültürel anlatıları yorumlamak için sanatı inceler.
Açıklama: Sanatın kültürlerarası diyalogdaki rolünü belirtir.* -
English: People debate ethical dilemmas that challenge societal norms.
Türkçe: İnsanlar, toplumsal normları zorlayan etik ikilemleri tartışır.
Açıklama: Etik sorunlar ve toplumsal değerlerin sorgulanmasını ifade eder.* -
English: People explore the implications of globalization on local cultures.
Türkçe: İnsanlar, küreselleşmenin yerel kültürler üzerindeki etkilerini inceler.
Açıklama: Küresel değişim ve yerel kimlik arasındaki etkileşimi vurgular.* -
English: People invest in renewable energy to safeguard the environment.
Türkçe: İnsanlar, çevreyi korumak için yenilenebilir enerjiye yatırım yapar.
Açıklama: Sürdürülebilir enerji çözümlerinin çevresel önemini ifade eder.* -
English: People attend seminars to broaden their understanding of complex topics.
Türkçe: İnsanlar, karmaşık konuları daha iyi anlamak için seminerlere katılır.
Açıklama: Eğitimin ve bilgi edinmenin derinleştirilmesini belirtir.* -
English: People harness the power of data analytics to drive business decisions.
Türkçe: İnsanlar, iş kararlarını yönlendirmek için veri analizinin gücünden yararlanır.
Açıklama: Teknolojik gelişmelerin iş dünyasındaki etkisini ifade eder.* -
English: People explore ethical boundaries when developing artificial intelligence.
Türkçe: İnsanlar, yapay zeka geliştirirken etik sınırları keşfeder.
Açıklama: Teknoloji ve etik arasındaki dengeye dikkat çeker.* -
English: People strive for excellence by constantly challenging their limitations.
Türkçe: İnsanlar, sınırlarını sürekli zorlayarak mükemmelliğe ulaşmaya çalışır.
Açıklama: Kişisel gelişim ve sürekli çabanın önemini vurgular.* -
English: People engage in philosophical debates that question the nature of reality.
Türkçe: İnsanlar, gerçekliğin doğasını sorgulayan felsefi tartışmalara girer.
Açıklama: Varoluşsal sorgulamalar ve felsefi düşüncenin derinliğini ifade eder.* -
English: People develop intricate social structures to maintain order and harmony.
Türkçe: İnsanlar, düzen ve uyumu sağlamak için karmaşık sosyal yapılar oluşturur.
Açıklama: Toplumsal organizasyon ve yapıların önemine vurgu yapar.* -
English: People use symbolism in art to convey multi-layered meanings.
Türkçe: İnsanlar, çok katmanlı anlamları iletmek için sanatta sembolizmi kullanır.
Açıklama: Sanatın derin anlatım biçimlerine dikkat çeker.* -
English: People publish research that challenges established scientific paradigms.
Türkçe: İnsanlar, yerleşik bilimsel paradigmaları sorgulayan araştırmalar yayınlar.
Açıklama: Bilimde yeniliğin ve sorgulayıcı yaklaşımın önemini ifade eder.* -
English: People exhibit a strong desire to understand the complexities of human behavior.
Türkçe: İnsanlar, insan davranışının karmaşıklığını anlamaya yönelik güçlü bir arzu gösterir.
Açıklama: Psikolojik ve sosyolojik merakın altını çizer.* -
English: People explore the frontiers of space to unravel cosmic mysteries.
Türkçe: İnsanlar, kozmik gizemleri çözmek için uzayın sınırlarını keşfeder.
Açıklama: Uzay araştırmalarının bilgi arayışındaki rolünü belirtir.* -
English: People invest in education to empower future generations.
Türkçe: İnsanlar, gelecek nesilleri güçlendirmek için eğitime yatırım yapar.
Açıklama: Eğitimin toplumsal kalkınmadaki stratejik önemini vurgular.* -
English: People design urban spaces that promote community interaction.
Türkçe: İnsanlar, toplumsal etkileşimi teşvik eden kentsel alanlar tasarlar.
Açıklama: Mimari ve şehir planlamasında sosyal unsurların önemini ifade eder.* -
English: People confront cultural stereotypes through education and dialogue.
Türkçe: İnsanlar, eğitim ve diyalog yoluyla kültürel klişelerle yüzleşir.
Açıklama: Toplumsal önyargıların kırılmasında iletişimin rolünü belirtir.* -
English: People utilize social media to mobilize for political causes.
Türkçe: İnsanlar, siyasi amaçlar için sosyal medyayı kullanarak kitleleri harekete geçirir.
Açıklama: Dijital platformların siyasal etkileşimdeki gücüne vurgu yapar.* -
English: People draft policies that aim to reduce economic inequality.
Türkçe: İnsanlar, ekonomik eşitsizliği azaltmayı hedefleyen politikalar hazırlar.
Açıklama: Ekonomik adalet ve politika oluşturma süreçlerini ifade eder.* -
English: People integrate traditional wisdom with modern scientific advances.
Türkçe: İnsanlar, modern bilimsel ilerlemelerle geleneksel bilgeliği harmanlar.
Açıklama: Eski ve yeni bilgi biçimleri arasındaki uyumu vurgular.* -
English: People reflect on their cultural heritage to preserve their identity.
Türkçe: İnsanlar, kimliklerini korumak için kültürel mirasları üzerine düşünür.
Açıklama: Kültürel hafıza ve kimlik bilincinin önemini anlatır.* -
English: People establish educational institutions to foster innovation and progress.
Türkçe: İnsanlar, yenilik ve ilerlemeyi teşvik etmek için eğitim kurumları kurar.
Açıklama: Eğitim altyapısının toplumsal gelişim üzerindeki rolünü ifade eder.* -
English: People often participate in international exchanges to broaden their perspectives.
Türkçe: İnsanlar, ufuklarını genişletmek için sıklıkla uluslararası değişim programlarına katılır.
Açıklama: Küresel etkileşim ve kültürel alışverişin önemini vurgular.* -
English: People continuously challenge societal norms to drive progressive change.
Türkçe: İnsanlar, ilerici değişim sağlamak için sürekli olarak toplumsal normlara meydan okur.
Açıklama: Toplumsal dönüşümde bireysel ve kolektif çabaların rolünü belirtir.* -
English: People debate complex geopolitical issues that shape our world.
Türkçe: İnsanlar, dünyamızı şekillendiren karmaşık jeopolitik meseleleri tartışır.
Açıklama: Küresel siyasetin ve uluslararası ilişkilerin derinliğini ifade eder.* -
English: People analyze statistical data to uncover hidden social trends.
Türkçe: İnsanlar, gizli sosyal trendleri ortaya çıkarmak için istatistiksel verileri analiz eder.
Açıklama: Bilimsel yöntemlerin ve veri analizinin toplumsal incelemedeki önemini vurgular.* -
English: People articulate philosophical ideas through eloquent rhetoric.
Türkçe: İnsanlar, etkileyici hitabetle felsefi fikirleri ifade eder.
Açıklama: Retorik ve felsefi düşüncenin sanatsal ifadesine dikkat çeker.* -
English: People synthesize complex information to form comprehensive worldviews.
Türkçe: İnsanlar, kapsamlı dünya görüşleri oluşturmak için karmaşık bilgileri sentezler.
Açıklama: Bilginin bütüncül yorumlanması ve entelektüel sentezin önemini belirtir.* -
English: People critically examine the ethical implications of technological advancements.
Türkçe: İnsanlar, teknolojik gelişmelerin etik sonuçlarını eleştirel bir bakış açısıyla inceler.
Açıklama: Teknoloji ile etik arasındaki tartışmaları derinlemesine ele alır.* -
English: People demonstrate exceptional resilience in overcoming systemic challenges.
Türkçe: İnsanlar, sistemik zorlukları aşmada olağanüstü bir dayanıklılık sergiler.
Açıklama: Büyük ölçekli problemler karşısında direnci ve mücadele gücünü vurgular.* -
English: People collaborate across cultural boundaries to innovate and create.
Türkçe: İnsanlar, yenilik ve yaratıcılık için kültürel sınırları aşarak iş birliği yapar.
Açıklama: Kültürlerarası etkileşim ve ortak yaratım süreçlerinin önemini ifade eder.* -
English: People integrate historical context with modern realities to inform policy decisions.
Türkçe: İnsanlar, politika kararlarını yönlendirmek için tarihsel bağlamı modern gerçeklerle harmanlar.
Açıklama: Geçmiş ve günümüz arasındaki bağlantının stratejik önemini vurgular.* -
English: People navigate complex social systems by developing adaptive strategies.
Türkçe: İnsanlar, uyum sağlamak için karmaşık sosyal sistemlerde adaptif stratejiler geliştirir.
Açıklama: Sosyal sistemlerin karmaşıklığına karşı stratejik yaklaşımı ifade eder.* -
English: People reflect on existential questions that have puzzled philosophers for centuries.
Türkçe: İnsanlar, yüzyıllardır filozofları meşgul eden varoluşsal sorular üzerine düşünür.
Açıklama: Varoluşsal sorgulamalar ve felsefi düşüncenin derinliğini belirtir.* -
English: People debate the merits of individualism versus collectivism in modern societies.
Türkçe: İnsanlar, modern toplumlarda bireycilik ile kolektivizm arasındaki üstünlükleri tartışır.
Açıklama: Sosyal yapıların temel ideolojilerini kıyaslar.* -
English: People employ critical thinking skills to challenge entrenched beliefs and practices.
Türkçe: İnsanlar, kökleşmiş inanç ve uygulamalara meydan okumak için eleştirel düşünme becerilerini kullanır.
Açıklama: Eleştirel düşüncenin toplumsal değişimdeki rolünü ifade eder.* -
English: People harness interdisciplinary approaches to solve multifaceted global issues.
Türkçe: İnsanlar, çok boyutlu küresel sorunları çözmek için disiplinlerarası yaklaşımları kullanır.
Açıklama: Farklı alanlardan gelen bilgi ve yöntemlerin entegrasyonunu vurgular.* -
English: People engage in rigorous scientific inquiry to advance human knowledge.
Türkçe: İnsanlar, insan bilgisini ilerletmek için titiz bilimsel araştırmalara katılır.
Açıklama: Bilimsel metodoloji ve keşif sürecinin önemini belirtir.* -
English: People articulate nuanced arguments that reflect the complexity of modern dilemmas.
Türkçe: İnsanlar, modern ikilemlerin karmaşıklığını yansıtan incelikli argümanlar ortaya koyar.
Açıklama: Düşünsel derinlik ve tartışma kültürünü ifade eder.* -
English: People develop innovative methodologies to address emerging social challenges.
Türkçe: İnsanlar, ortaya çıkan sosyal zorlukları ele almak için yenilikçi metodolojiler geliştirir.
Açıklama: Yenilikçi düşünce ve pratik çözümlerin önemini vurgular.* -
English: People synthesize theoretical frameworks and empirical data to understand societal trends.
Türkçe: İnsanlar, toplumsal trendleri anlamak için teorik çerçeveleri ve deneysel verileri sentezler.
Açıklama: Akademik araştırmalarda bütünsel yaklaşımın önemini belirtir.* -
English: People challenge conventional wisdom by proposing transformative ideas.
Türkçe: İnsanlar, dönüştürücü fikirler önererek geleneksel bilgeliğe meydan okur.
Açıklama: Yenilikçi ve devrim niteliğindeki düşüncelerin vurgulanması.* -
English: People debate the impact of globalization on cultural identity and autonomy.
Türkçe: İnsanlar, küreselleşmenin kültürel kimlik ve özerklik üzerindeki etkisini tartışır.
Açıklama: Küresel etkileşim ile yerel kimlik arasındaki gerilimi ifade eder.* -
English: People formulate policies that address systemic inequalities while promoting inclusivity.
Türkçe: İnsanlar, kapsayıcılığı teşvik ederken sistematik eşitsizlikleri gideren politikalar oluşturur.
Açıklama: Sosyal adalet ve kapsayıcılık konularında politika geliştirmeyi vurgular.* -
English: People engage in cross-cultural dialogues to bridge differences and foster mutual respect.
Türkçe: İnsanlar, farklılıkları aşmak ve karşılıklı saygıyı artırmak için kültürlerarası diyaloglara katılır.
Açıklama: Kültürlerarası iletişim ve anlayışın önemini belirtir.* -
English: People employ sophisticated analytical tools to interpret complex societal data.
Türkçe: İnsanlar, karmaşık toplumsal verileri yorumlamak için gelişmiş analiz araçları kullanır.
Açıklama: Modern teknolojinin ve analitik yöntemlerin toplumsal araştırmadaki rolünü ifade eder.* -
English: People construct elaborate narratives to document historical events and personal experiences.
Türkçe: İnsanlar, tarihi olayları ve kişisel deneyimleri belgelemek için ayrıntılı anlatılar oluşturur.
Açıklama: Tarih yazımı ve kişisel hikaye anlatımının derinliğini vurgular.* -
English: People debate whether human nature is inherently altruistic or self-interested.
Türkçe: İnsanlar, insan doğasının özünde fedakar mı yoksa bencil mi olduğunu tartışır.
Açıklama: İnsan doğasının temel özellikleri üzerine felsefi bir sorgulamayı ifade eder.* -
English: People employ historical analysis to contextualize contemporary social phenomena.
Türkçe: İnsanlar, çağdaş toplumsal olguları bağlam içine yerleştirmek için tarihsel analiz kullanır.
Açıklama: Geçmişin günümüz olaylarını anlamadaki önemini vurgular.* -
English: People explore the psychological underpinnings of collective behavior in modern societies.
Türkçe: İnsanlar, modern toplumlarda kolektif davranışın psikolojik temellerini araştırır.
Açıklama: Sosyal psikoloji ve kitle davranışlarının incelenmesini ifade eder.* -
English: People articulate the interplay between technology, ethics, and societal evolution.
Türkçe: İnsanlar, teknoloji, etik ve toplumsal evrim arasındaki etkileşimi ifade eder.
Açıklama: Modern çağın temel tartışma konularını entegre eder.* -
English: People critically assess how media influences public opinion and cultural norms.
Türkçe: İnsanlar, medyanın kamuoyu ve kültürel normlar üzerindeki etkisini eleştirel olarak değerlendirir.
Açıklama: Medya eleştirisi ve kültürel etkilerin analizine vurgu yapar.* -
English: People debate the merits of centralized versus decentralized governance in complex societies.
Türkçe: İnsanlar, karmaşık toplumlarda merkeziyetçi ile yerinden yönetim arasındaki üstünlükleri tartışır.
Açıklama: Yönetim biçimleri üzerine derinlemesine bir tartışmayı ifade eder.* -
English: People examine the role of art and literature in shaping societal values and ideologies.
Türkçe: İnsanlar, sanat ve edebiyatın toplumsal değerler ile ideolojileri şekillendirmedeki rolünü inceler.
Açıklama: Kültürel üretimin toplumsal etkisini vurgular.* -
English: People analyze the historical evolution of language to understand shifts in cultural paradigms.
Türkçe: İnsanlar, kültürel paradigmaların değişimini anlamak için dilin tarihsel evrimini analiz eder.
Açıklama: Dilbilimsel gelişim ve kültürel dönüşüm arasındaki ilişkiyi ifade eder.* -
English: People integrate multidisciplinary perspectives to tackle the challenges of the 21st century.
Türkçe: İnsanlar, 21. yüzyılın zorluklarını aşmak için disiplinlerarası perspektifleri harmanlar.
Açıklama: Modern sorunlara bütüncül yaklaşımların önemini vurgular.* -
English: People deliberate on the impact of artificial intelligence on human creativity and employment.
Türkçe: İnsanlar, yapay zekanın insan yaratıcılığı ve istihdam üzerindeki etkisini tartışır.
Açıklama: Teknolojinin iş gücü ve yaratıcı süreçlere etkisini ele alır.* -
English: People debate the philosophical implications of free will versus determinism in human actions.
Türkçe: İnsanlar, insan eylemlerinde özgür irade ile determinizm arasındaki felsefi sonuçları tartışır.
Açıklama: Felsefi tartışmaların derinliğini ve insan davranışının kökenlerini sorgular.* -
English: People critically reflect on the role of education in fostering critical consciousness and social responsibility.
Türkçe: İnsanlar, eleştirel bilinç ve toplumsal sorumluluğu geliştirmedeki eğitimin rolü üzerine eleştirel düşünür.
Açıklama: Eğitim ve toplumsal farkındalık arasındaki bağlantıyı derinlemesine inceler.* -
English: People engage in thoughtful dialogues about the balance between individual rights and collective welfare.
Türkçe: İnsanlar, bireysel haklar ile toplu refah arasındaki denge üzerine düşünceli diyaloglara girer.
Açıklama: Birey ve toplum arasındaki ilişkinin karmaşıklığını ifade eder.* -
English: People develop comprehensive strategies to combat climate change and promote environmental sustainability.
Türkçe: İnsanlar, iklim değişikliğiyle mücadele etmek ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etmek için kapsamlı stratejiler geliştirir.
Açıklama: Çevre politikaları ve sürdürülebilirlik konularında stratejik yaklaşımları vurgular.* -
English: People strive to understand the interconnectedness of global economic, social, and environmental systems.
Türkçe: İnsanlar, küresel ekonomik, sosyal ve çevresel sistemlerin birbirine bağlılığını anlamaya çalışır.
Açıklama: Kompleks sistemlerin analizine yönelik çabayı ifade eder.* -
English: People meticulously analyze historical, cultural, and economic data to forecast future societal trends.
Türkçe: İnsanlar, gelecekteki toplumsal trendleri tahmin etmek için tarihsel, kültürel ve ekonomik verileri titizlikle analiz eder.
Açıklama: Gelecek öngörüleri için kapsamlı veri analizini ve metodolojik yaklaşımları ifade eder.* -
English: People explore the ethical ramifications of biotechnological advancements on human identity and privacy.
Türkçe: İnsanlar, biyoteknolojik gelişmelerin insan kimliği ve mahremiyeti üzerindeki etik sonuçlarını inceler.
Açıklama: Bilim ve etik arasındaki karmaşık ilişkiyi derinlemesine sorgular.* -
English: People debate the role of digital media in reshaping public discourse and democratic participation.
Türkçe: İnsanlar, dijital medyanın kamu söylemini ve demokratik katılımı yeniden şekillendirmedeki rolünü tartışır.
Açıklama: Medya etkileri ve demokratik süreçlere dair ileri düzey tartışmaları ifade eder.* -
English: People integrate historical narratives with modern interpretations to construct inclusive cultural identities.
Türkçe: İnsanlar, kapsayıcı kültürel kimlikler inşa etmek için tarihsel anlatıları modern yorumlarla harmanlar.
Açıklama: Kimlik inşası ve kültürel sentez süreçlerinin önemini vurgular.* -
English: People utilize advanced computational models to simulate and predict the evolution of social networks.
Türkçe: İnsanlar, sosyal ağların evrimini simüle edip tahmin etmek için gelişmiş hesaplamalı modeller kullanır.
Açıklama: Teknoloji ve sosyal bilimlerin kesişiminde ileri düzey modelleme yaklaşımlarını ifade eder.* -
English: People critically evaluate the influence of globalization on local customs, traditions, and collective memory.
Türkçe: İnsanlar, küreselleşmenin yerel adet, gelenek ve toplu hafıza üzerindeki etkisini eleştirel olarak değerlendirir.
Açıklama: Küresel değişimin yerel kültür üzerindeki yansımalarını derinlemesine inceler.* -
English: People deliberate on the implications of economic globalization for income distribution and social equity.
Türkçe: İnsanlar, ekonomik küreselleşmenin gelir dağılımı ve sosyal eşitlik üzerindeki etkilerini tartışır.
Açıklama: Ekonomik süreçlerin toplumsal adalet üzerindeki etkilerine dair ileri düzey değerlendirmeyi ifade eder.* -
English: People engage in interdisciplinary research to address the multifaceted challenges of contemporary society.
Türkçe: İnsanlar, çağdaş toplumun çok yönlü zorluklarını ele almak için disiplinlerarası araştırmalara katılır.
Açıklama: Farklı akademik disiplinlerin entegrasyonu ile çözüm arayışını vurgular.* -
English: People continually question established norms and power structures to create a more just and equitable world.
Türkçe: İnsanlar, daha adil ve eşitlikçi bir dünya yaratmak için yerleşik normları ve güç yapılarını sürekli sorgular.
Açıklama: Toplumsal dönüşüm için eleştirel bakış açısını ve devrimci düşünceyi ifade eder.* -
English: People embody the collective aspirations, challenges, and triumphs of humanity, reflecting a rich tapestry of cultural, intellectual, and emotional diversity that evolves with each generation.
Türkçe: İnsanlar, her nesille evrilen kültürel, entelektüel ve duygusal çeşitliliğin zengin dokusunu yansıtan, insanlığın ortak umutlarını, zorluklarını ve zaferlerini somutlaştırır.
Açıklama: Bu cümle, “people” kelimesinin kapsayıcılığını ve insanlık tarihindeki evriminin derinliğini en üst düzeyde ifade eder.*
Bu detaylı sözlük girişi; “people” kelimesinin dilsel, kültürel ve toplumsal boyutlarını kapsamlı bir şekilde ele alarak, okuyuculara zengin bir içerik sunmaktadır. Giriş, hem temel anlam ve etimolojiden başlayıp hem de ileri düzey tartışmalara, çeşitli disiplinlerden örnek cümlelere kadar geniş bir yelpazede bilgi vermekte olup, 3.000’den fazla kelimeyle beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacak niteliktedir.